Çarşamba, 21 Mart 2018

Özgürlük, Barış Ve Kardeşlik Bayramı Newroz Kutlu Olsun!

Bu yıl Newroz bayramı, geçen yıl olduğu gibi, siyasi iktidar ve arkasındaki güçlerin toplumu sürekli kutuplaştıran, farklı kimlik, inanç ve düşüncelerin yok sayıldığı ya da ötekileştirildiği bir ortamda kutlanmaktadır. Siyasi iktidar, OHAL’in arkasına sığınarak hayata geçirmeye çalıştığı baskıcı, otoriter uygulamalarını kabul etmeyen kesimlere yönelik baskı, tehdit ve gözaltılara, her yıl olduğu gibi bu yıl da Newroz kutlamaları öncesinde başlamış, kitlesel kutlamalara gölge düşürülmek istenmiştir.

Görüntünün olası içeriği: yazı

İnsanlığın ve toplumların tarihi, aynı topraklarda yaşayan halkların demokratik bir ortamda kardeşçe, eşit haklara ve ortak hukuka dayalı olarak bir arada yaşamalarının yolunu ve örneklerini defalarca göstermiştir. Bugün Türkiye’de yaşayan farklı etnik kimliklere sahip milyonlar, geçmişte yaşanan acıların bir daha yaşanmamasını, ülkenin dört bir yanında savaş çığırtkanlığının değil, barışın ve gerçek anlamıyla kardeşliğin egemen olmasını istemektedir.

Son yıllarda iktidar destekli olarak yükseltilen, farklı kimlik, inanç ve düşünceleri baskı altına almaya dayanan politika ve uygulamalar, ülkemizde yıllardır barış içinde bir arada yaşamış olan halkların birliği ve kardeşliği karşısında en önemli tehdit olmuştur.

2018 Newroz’u gerek Türkiye’de, gerekse Ortadoğu’da barışa ve huzura en çok ihtiyaç duyulan bir döneme denk gelmiştir. Bugüne kadar yaşanan bütün kışkırtmalara, kutuplaştırıcı politikalara rağmen, 2018 Newroz’unun halklar arasında yaratılmak istenen düşmanlık duygularının ortadan kaldırılmasının somut bir adımı olması gerektiği açıktır. Ancak bu somut adımların atılması durumunda, Türkiye topraklarında daha fazla acının yaşanması ve gözyaşının akması engellenebilir.

Hiç kimsenin kimliği, inancı, cinsiyeti, siyasi görüşü nedeniyle ötekileştirilmediği, eşit, özgür ve demokratik bir ülkede yaşamanın yegâne koşulu, pek çok yönden iç içe geçmiş olan emek, demokrasi ve barış mücadelesinin birlikte savunulması, emperyalist güçler ve işbirlikçilerinin ekonomik-siyasal çıkarlarına dayanan her türlü şiddet ve savaş politikalarına karşı ısrarla yaşamı ve yaşatmayı savunmaktır.

Binlerce yıllık köklü tarihi ve kültürel değerleriyle Anadolu ve Mezopotamya topraklarında yaşayan bütün halklar için barış ve kardeşlik tutumunda ısrar edilmesi, bu topraklarda yaşayan halklara verilecek en büyük hediye olacaktır. Bu yapılmadığı sürece gerçek anlamda demokrasiyi kazanmak, ülkemizdeki farklı kimlik ve inançların özgürce yaşamasını sağlamak, emek, demokrasi ve özgürlük mücadelesinin önünde yükselen engelleri kaldırmak mümkün değildir.

Türkiye’de ve bölgede savaşa, işgallere, emperyalist müdahalelere karşı halkların demokrasi, eşitlik ve özgürlük taleplerinin güç ve destek kazanması, emekçilerin barış mücadelesinden ve yaşamdan yana taraf olmasıyla, hak ve özgürlükler için örgütlü mücadelenin yükseltilmesiyle mümkündür.

Savaşlar karşısında barışın, halklar arasında yaratılmak istenen düşmanlık duyguları karşısında gerçek anlamda eşitliğin hakim olduğu, eşit, özgür, laik ve demokratik bir Türkiye mücadelesi sürdüğü sürece egemen güçlerin amaçlarına ulaşamayacağına olan inancımız tamdır.

Eğitim ve bilim emekçileri olarak, Türkiye ve Ortadoğu halklarının Newroz bayramını eşitlik, özgürlük ve barış dileklerimizle kutluyoruz.