Gazetecilik Suç Değil! Özel

Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Başkanı Şebnem Korur Fincancı, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu ve Gazeteci Ahmet Nesin'in tutuklanmalarına ilişkin Çağdaş Hukukçular Derneği ve İHD'nin yapmış olduğu basın açıklamasına katıldık.

Özgür Gündem gazetesi tarafından başlatılan "Nöbetçi Eş Genel Yayın Yönetmenliği" kampanyasına katıldığı gerekçesiyle hakkında soruşturma açılan ve "terör propagandası" yaptığı iddia edilen Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Başkanı Şebnem Korur Fincancı, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu ve Gazeteci Ahmet Nesin üç gün önce tutuklandı.
Şebnem Korur Fincancı; tanınmış bir adli tıp profesörü, dünya ölçüsünde bir insan hakçısı, Türkiye İnsan Hakları Vakfının başkanı ve aynı zamanda 13 yıldır Evrensel Gazetesinde köşe yazıları yazan değerli bir yazar;
Ahmet Nesin; ülkemizin, toplumsal gelişmelere karşı duyarlı, gerektiğinde elini taşın altına koymaktan çekinmeyen önemli bir yazarı. 
Erol Önderoğlu ise; 20 yıllık gazeteci ve Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütünün (RSF) Türkiye temsilcisi. Yani Türkiye’de ve dünyanın her yerinde soruşturmaya uğrayan, işten kovdurulan, tutuklanan gazetecileri ve basın özgürlüğünü savunmayı görev edinmiş gazeteciler örgütünün Türkiye temsilcisi. 
Onlar gazetecileri, dağıtımcıları öldürülmüş, tutuklanmış olan Özgür Gündem gazetesine destek oldular, hakikat arayışına omuz verdiler. Katliamların, sokağa çıkma yasakları adı altında ablukaya alınan kentlerin haberini yaptılar. Yaşam hakkının ihlal edinilmesi rutin haline dönerken haber alma hakkı zaten gözden çıkarılmış bir kategori idi. Siyasal iktidar yalnızca kendi borusu ötsün, kendi medya grubunun manipülasyonları kitleleri uyuştursun isterken onlar gerçeğin peşine düştüler.
Bugünlerde pek çok şey daha oldu; halklara karşı suç işleyen çetelerin katliamlarında sanıklar tutuklanamadı maalesef. Mağdurların acısı ile alay eden yargılama pratikleri yine sahnedeydi. Katillere devlet protokolü sıraları tahsis edildi.
Ancak katliamların, kentlerin yerler bir edilmesinin ve cenazelere işkence edilmesinin kamuoyuna duyurulması cezalandırıldı.
Faşizmin yaptığı gerçeğin önüne perde çekerek daha çok sindirmek daha çok korkutmak ve insana, yaşama dair ne varsa yok etmektir kuralı bir kez daha doğrulandı. Susturmak için tutukladılar, dayanışmayı yok etmek için tutukladılar. Yüreklerimize korku salmak için tutukladılar.
Sanmasınlar ki susacağız, korkacağız. Bizler dayanışmayı “ezilenlerin inceliği” olarak kabul ettik. Daha çok yazacak, daha çok mücadele edecek, daha çok gerçeği anlatacağız halklarımıza. Tutuklanan arkadaşlarımız nasıl hak ihlallerinde, işkence dosyalarında, katliamlarda yanımızda oldularsa biz de yalnız bırakmayacağız onları.
Şebnem Korur Fincancı içeri girer girmez gönderdiği mesajında “Yüreğim sizinle, biliyorum ki sizlerin de, o nedenle yüreklerimizi buluşturanlara selam olsun, bilsinler ki bu selamla içlerine dert olacak dayanışmamızın resmini iletiyorum onlara. Hepimiz bu memleket için, insanlarımız için mücadele ediyoruz. Bu mücadelenin onuru hepimizin” demiş. Onlar bize dayanışmanın, ortak mücadelenin önemini hatırlattılar. Bizler de onların bayrağını daha ileriye taşıyarak mücadeleyi sürdüreceğimizi bir kez daha ilan ediyoruz.
Hukuk dilenmiyoruz. Bu devran dönecek. Adalet arayışımızda yanı başımızda olan dostlarımızla, yoldaşlarımızla hatırlayacağız bugünün vicdansızlığını. Onlar tutuklandılar, biz daha çok mücadele edeceğiz.

 

ÇAĞDAŞ HUKUKÇULAR DERNEĞİ
ADANA ŞUBESİ
İNSAN HAKLARI DERNEĞİ ADANA ŞUBESİ

Okunma 1568 defa Son Düzenlenme Çarşamba, 22 Haziran 2016 13:30