`Öğretmen Okullarının Kuruluşunun 167. Yıldönümünü Kutluyoruz!` Özel

Bu yıl Türkiye`de öğretmen yetiştirme alanında önemli ve kalıcı bir yeri olan öğretmen okullarının kuruluşunun 167. yılı kutlanıyor. Türkiye`de eğitimin bütün alanlarında yaşanan "piyasa" ve "muhafazakârlık" merkezli dönüşüm, 12 Eylül ile başlayan ve AKP iktidarı ile artan çelişkilerin giderek derinleştiği, eğitimin yapısından öğretmen yetiştirme sistemine kadar her alanda sorunların yaşandığı bir dönemde öğretmen okullarının kuruluşunu bir kez daha hatırlamak gerekmektedir. 

1838 yılında, II. Mahmut döneminde çocukların "rüşt" (erginlik) yaşına kadar okuyabilmeleri için ortaokul düzeyinde Rüştiyeler açılmış, çocuklar ergenlik yaşına kadar bu okullarda öğrenim görmüşlerdir. 16 Mart 1848 tarihinde Rüştiyelere öğretmen yetiştirmek üzere üç yıl süreli Darül Muallimin-i Rüşdi adını taşıyan okullar kurulmuştur. Bu tarih, öğretmen okullarının ilk kuruluş tarihi olarak kabul edilmekte ve bugüne kadar her yıl 16 Mart tarihi öğretmen okullarının kuruluş yıldönümü olarak kutlanmaktadır.  

1973 yılında yürürlüğe giren 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu, öğretmenlerin yükseköğrenim görmeleri zorunluluğunu getirilmiştir. İlkokullara sınıf öğretmeni yetiştirilmesi için 1974-1975 öğretim yılından itibaren İlköğretmen Okulları`nın bir kısmında iki yıllık eğitim enstitüleri açılmıştır. 1982 yılında yürürlüğe giren 41 Sayılı Kanun Hükmündeki Kararname ile iki yıllık eğitim enstitüleri Eğitim Yüksek Okulu`na dönüştürülerek eğitim fakültelerine bağlanmıştır.  

Eğitim Yüksek Okulları`nın süresi 1989-1990 öğretim yılından itibaren dört yıla çıkarılmış ve Eğitim Yüksek Okulları`nın bazıları eğitim fakülteleriyle birleştirilerek bu kurumlar "Sınıf Öğretmenliği Bölümüne" dönüştürülmüştür. Günümüzde öğretmen yetiştirme konusundaki yetersizlikler, her geçen gün artan sorunlar, geçmişte öğretmen yetiştirme konusunda uygulanmış başarılı modelleri anımsamaya, zaman zaman o modellere özlem duyulmasına neden olduğundan, öğretmen okullarının kuruluş yıldönümü her yıl hatırlanmakta ve düzenli olarak kutlanmaktadır.  

Medreselere alternatif olarak kurulan Rüştiye mekteplerine batılı anlamda öğretmen yetiştirmek için açılan Darülmuallimin`in, aradan 167 yıl geçmiş olmasına karşın, öğretmen okullarının Türkiye eğitim sistemi içindeki yeri hâlâ doldurulamamıştır. AKP hükümeti döneminde artan eğitimde ticarileştirme ve eğitimi dinselleştirme adımları, laik, bilimsel, anadilinde eğitim anlayışı ile temelden çelişen uygulamalar, iktidarın Osmanlı sevdası ile yeniden medrese eğitimine dönmenin hesaplarını yaptığını göstermektedir. 

167 yıl önce kurulan öğretmen okulları sayesinde öğretmenlik, ülkemizde uzun yıllar cazip ve saygı duyulan bir meslek haline gelmiştir. Eğitime, çocuklarımıza çok daha fazla önem vermek gerektiğinin sık sık vurgulandığı son yıllarda ise öğretmenlik mesleği ve onuru tarihte hiç olmadığı kadar ayaklar altına alınmış, eğitim emekçileri her fırsatta aşağılanmış, şiddete maruz kalmıştır. 

AKP hükümeti döneminde öğretmenlik mesleği, tarihte hiç olmadığı kadar yoğun bir değersizleşme ve itibarsızlaşma yaşamıştır. Son yıllarda eğitim emekçileri görevleri dışında işler yapmaya zorlanmış, okullarda angarya çalışma uygulamaları neredeyse olağan hale getirilmiştir. Öğretmenlik mesleğinin giderek değersizleşmesi ve acil ihtiyaç olmasına rağmen 300 bini aşkın işsiz öğretmenin hâlâ atamasının yapılmamış olması Türkiye`de öğretmene verilen değeri görmek açısından düşündürücüdür. 

Eğitim sistemi, Öğretmen Okulları deneyiminin yarattığı değerler sayesinde yaşanan sorunlara rağmen bugünlere kadar gelebilmiştir. Eğitim sisteminin her açıdan sermayenin ve temsilcisi olan siyasi iktidarın yoğun kuşatması altındadır. Esnek ve angarya çalışma, artan iş yükü ve zorunlu rotasyon gibi en temel haklarımıza ve geleceğimize yönelik saldırıların arttığı bugünlerde, eğitim sistemini kendi siyasal-ideolojik amaçları doğrultusunda biçimlendirmek isteyenlerin sorunlarımıza kulaklarını tıkaması ve nitelikli öğretmen yetiştirme sorununu gündeme bile almamış olması dikkat çekicidir. 

Öğretmen Okulları ve Köy Enstitüleri gibi deneyimlerin yarattığı değerleri yaşatmak ve "Nitelikli Eğitim İçin, Nitelikli Öğretmen" anlayışını hayata geçirmek, Eğitim Sen`in ve yüz binlerce eğitim ve bilim emekçisinin dün olduğu gibi bugün de öncelikli görevidir. 

 

Şube Yürütme Kurulu Adına

Emine SONCU TUNÇ

Şube Eğitim Sekreteri

Okunma 3057 defa