Cuma, 01 Temmuz 2016

Sivas Katliamı’nın Ateşi 23 Yıldır Yüreklerimizi Yakıyor!

Sivas Katliamı’nın Ateşi 23 Yıldır Yüreklerimizi Yakıyor!

2 Temmuz 1993 tarihi, insanlık tarihine büyük bir utanç, zihnimize unutulmayacak bir kâbus olarak yerleşeli tam 23 yıl oldu. Sivas katliamı, 23 yıldır insani değerlerini yitirmemiş herkesin yüreğinde kanayan bir yaradır. Katliamda aktif rol oynayan katillerin avukatlarından bazıları sonraki yıllarda AKP’den milletvekili seçilmiş, bakan yapılmış, hatta Anayasa Mahkemesi üyesi olarak atanmıştır. Katillerin cezalandırılmaması için ciddi çaba harcayan siyasi iktidar davanın “zaman aşımı”na uğratılmasını sağlayarak katillerin cezasız kalmasına önemli bir katkı yapmıştır.

Türkiye’de, 12 Eylül darbe sürecinin en temel pratiklerinden birisi olan Türk-İslam sentezi anlayışı ile ırkçılık ve gericiliğin gelişmesine zemin hazırlanmış, Sivas katliamı böylesi bir zemin üzerinden yaşanmıştır. Sivas katliamının hedefi, egemen inanç sisteminin dışında kalan Aleviler, yıllarca ezilen, sömürülen ve yok sayılanlar olmuştur. Saldırganların engellenmeyerek katliama çanak tutulması, ardından olayın üstünün örtülmesi ve sadece birkaç kişinin göstermelik cezalar alması, geçmişte yaşanan benzer katliamların ortak özelliği olarak dikkat çekmektedir.

Sivas katliamının, Türkiye’de yaşayan çeşitli inanç ve mezheplerden halklarımızın umudu ve aydınlık geleceği olan aydın, yazar ve sanatçıların da içinde olduğu 35 insanın ırkçı-gerici güçler tarafından katledilmesi, katillerin iktidar güçleri tarafından korunması açısından aradan geçen 23 yıla rağmen, yarattığı acıların tazeliğini sürdürmesi tesadüf değildir.

Sivas katliamı, tıpkı 1 Mayıs 77 katliamı, Malatya, Maraş, Çorum, Gazi Mahallesi katliamları gibi bilinçli bir şekilde karanlıkta bırakılarak unutturulmak istenmiş, siyasi sorumlular hesap vermemiş,   katliamın arkasındaki karanlık güçler de bilinçli olarak açığa çıkarılmamıştır. Bu süreç, son bir yıl içinde yaşadığımız katliamlar sürecinde de görülmüş, siyasi sorumlular hesap vermek bir yana neredeyse katliamlarda ölenleri sorumlu tutan açıklamalar yapmışlardır.

Dün Sivas’ta katliam yapan canileri savunup, kaçmalarına göz yumanlar, katillerin avukatlarını milletvekili, bakan yapanlar, bugün Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren, Türkiye’de ve Avrupa’da katliamlar yapan katil IŞİD çetelerine ekonomik ve siyasi destek vererek gerçek kimliklerini ortaya koymuşlardır. Dün Sivas’ta canlarımızı diri diri yakanları koruyanlar, bugün aynı zihniyetin acımasız katliamlarını görmezden gelmeye ve kendi sorumluluklarını gizlemeye çalışmaktadır.

Türkiye’de geçmişte halkları birbirine karşı kışkırtarak, kitlesel katliamlara ve cinayetlere zemin hazırlayanlar, bugün ısrarla ayrımcı, tekçi, ırkçı ve gerici politikalarını sürdürerek halkların eşitliğini, barış içinde bir arada yaşama iradesini engellemek için saldırılarını yoğunlaştırmaktadır.

Toplumsal barışı tehdit eden saldırı ve katliamlar, farklı kimlik, inanç ve kültürlerin barış içinde ve kardeşçe bir arada yaşama isteğini asla kıramamıştır. Ne yaşadığımız katliamlar, ne de iktidarın bu katliamlar karşısında takındığı siyasi tavırları unutmak mümkün değildir. İnsanlık, kendisine karşı işlenmiş suçları ve bu suçları işleyenleri asla unutmamıştır ve unutmayacaktır.

Eğitim Sen olarak Sivas katliamında, öncesinde ve sonrasında yaşanan bütün katliamlarda hayatını kaybeden canlarımızı saygıyla anıyoruz.

Başsağlığı


Çukurova Üniversitesinde üyemiz Prof. Dr. MUSTAFA OKAN vefat etmiştir. Başta ailesi, dostları olmak üzere tüm eğitim ve bilim emekçilerine başsağlığı diliyoruz.
Şube Yürütme Kurulu
Cenazesi 02 Temmuz Cumartesi Saat:10.30'da Eğitim Fakültesi Önünde yapılacak törenden sonra üniversite mezarlığına defnedilecektir.